Muhammed Emir AKYOL / Youth Think Tank Genel Sekreteri
Ülkemizde son dönemlerde yürütülen operasyonlar gündeme farklı kavramları getirdi. Fenomenlerin haksız kazanç elde etmesiyle/kara para aklamasıyla başlayan bu silsilede geçtiğimiz hafta sanal kumar sorunu ayyuka çıktı. Sanal kumar bağımlılığı uzun süredir varlığı bilinen ancak gerekli adımların tam manasıyla atılamadığı bir sorun alanı. Bu yazımızda genel hatlarıyla bağımlılığı ele alıp olayı sanal kumara indirgemeye çalışacağız. Daha fazla ocağın sönmemesi temennisiyle yazımıza başlayalım.
Modern hayat birçok bağımlılığı da peyda etti diyebiliriz. Bağımlılık dendiğinde öncelerde alkol, sigara ve madde kullanımı gibi başlıklar öne çıkarken halihazırda kumar, sanal kumar, akıllı telefon, internet, çevrim içi oyun gibi başlıklar at başı gidiyor. Bağımlılık olgusu bireyin bir davranış, eylem, madde ya da nesne üzerinde kontrolünün yitirmesi olarak tanımlanabilir. Bu kontrol yitimi öyle seviyelere gelebilir ki hayatın farklı alanları bu durumdan doğrudan etkilenir. Örneğin alkol bağımlısı olan birisi işinde, kariyerinde, aile hayatında ve ekonomik durumunda sarsılmalar yaşar; fizyolojik açıdan da sağlığını yitirebilir. Dolayısıyla bağımlılık nesnesini basit bir tüketim olarak nitelendirmek hatalıdır. Yazının girişinde de ifade ettiğim üzere alkol, sigara ve çeşitli maddeleri içeren bağımlılıklar yıllardır öne çıkmış olsa da son dönemlerde davranışsal kategoride farklı türde bağımlılıklarla da karşılaşılmaktadır. Bunların arasında yer alan sanal kumar bağımlılığını etraflıca irdeleyelim.
Sanal kumar bağımlılığı çeşitli yasa dışı bahis sitelerinde yer alan kumar oyunlarının kontrolsüz bir şekilde oynanması durumudur. Kontrolsüz oynama durumunu şu şekilde özetleyebiliriz: Kişi hayatındaki tüm aktiviteleri, meşgalelerini ve kişileri bir tarafa; kumar aktivitesini bir tarafa koyar. Bu iki kutup arasında bir seçim yapması gerektiğinde de sürekli şekilde kumarı tercih eder. Oynamak için kendine fırsatlar yaratır ve zihni sanal kumardan başka bir bilgiye açık değildir. Sürekli şekilde oynama düşüncesi bireyi tetikler. Bu tetikleme sonucunda da birey ciddi kayıplar yaşar. Yaşanan kayıpları ödünlemek için bir daha oynar. Oynadıkça kaybeder ve en nihayetinde borç batağına saplanır, yalnızlaşır. Özetlemek gerekirse paradoksal bir durum söz konusu. Kişi bir girdaba giriyor; bataklık misali. Battığı yerden çıkmak istedikçe daha fazla saplanıyor. Aslında geri dönüşü olmayan bir yol. Bu yolun sonu ya tefeciye düşmek ya intihar etmek ya da sokaklara düşmek.

Sanal kumar bağımlılığına sayısal olarak bir bakmak gerekirse Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yılda 350 milyon kişi sanal kumar oynuyor. Ülkemiz özelinde eldeki veriler kısıtlı. Buna göre Türkiye’de 2 milyon sanal kumar bağımlısı var. Ve yasa dışı bahis sitelerinin tüm dünyadaki pazar payının %2.5’ini Türkiye oluşturuyor. Bu da yaklaşık olarak 10 milyar TL’ye denk geliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2023’te paylaştığı bir veriye göre ise geçtiğimiz yıl 183.000’i aşkın yasa dışı kumar sitesine erişim engeli getirilmiş. Durumun içler acısı olduğunu gösteren son veri ise Yeşilay’dan. 2023 yılında sanal kumar bağımlılığı şikayetiyle danışmanlık merkezine başvuranların oranı %37’yi aşmış. İlgili veriler ne denli bir tehlike içerisinde olduğumuzu ortaya koyuyor.
Peki bireyleri bu batağa saplayanlar neler? Esasen bağımlılık nesnesine ne kadar kolay ulaşılırsa o kadar kolay şekilde bağımlı olunuyor gibi bir durum söz konusu. Alkol, sigara ve madde kullanımında bir parça daha tedarik süreçleri devreye giriyor. Gayet tabi bireylerin maddi güçleri nispetinde bu nesnelere de ulaşılabilir ancak sanal kumarda senaryo daha farklı. Basit bir kredi kartı, mobil cihaz/bilgisayar ve asgari seviyede internete sahip olmak sanal kumar oynamak için yeterli. Tüm yaş grupları bu bağımlılık üzerinde tehdit altında olmakla beraber oyunlaştırma, loot box (ganimet kutusu) tarzı uygulamalar ergenleri ve hatta çocukları ciddi şekilde tehdit ediyor. Bununla birlikte bağımlılığın diğer türlerinde olduğu gibi bariz fiziksel belirti de açığa çıkmadığı için bu durumu tespit etmek çok zor. YouTube’da esen miktarda sanal kumar bağımlısı videolarına denk gelmiş olabilirsiniz. Bu videolardaki aktörler ekseriyetle sanal kumara yalanın eşlik ettiğini söylüyor. Bu anlamda sağlam bir gözlem yapmak çok elzem.
Sanal kumar bağımlılığı ufak miktarlarla başlayıp devasa meblağlara ulaşabiliyor. Yine YouTube’da bu sarmala girmiş insanlara uzatılan mikrofonlarda 20 lira yatırarak başlayıp 5 milyon lira borçlanan kişilerin varlığı dikkat çekiyor. Büyük bir batak. Ve bu işin kazananı asla oynayanlar değil. Kumarda kazanmak istiyorsanız oynamamalısınız diye bir söz var. Bu söz gerçekten de taşı gediğine oturtuyor.
Sanal kumar sitelerine maruz kalmamak da pek mümkün değil. Geçtiğimiz hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma uyarınca bir dönem topluma mâl olmuş (!) isimlerin alenen bu işin reklamını yaptığı ayyuka çıktı. Ayrıca çoğu insanın saatlerini harcadığı YouTube’da videoları milyonlarca izlenen isimlerin teşvikleriyle de gençlerimiz bu bataklığa saplanıyor. Ayrıca özellikle erkeklerin futbola olan düşkünlüğünden faydalanıp maç yayınlarında reklam panolarına kaçak bahis sitesi reklamlarının verilmesi; yine kaçak olarak tabir edilen dizi/film sitelerine girişte bireylerin en az 10 saniye maruz kaldığı siteler erişimi kolaylaştırıyor ve bireyleri adeta hiçliğe sürüklüyor. Bu anlamda başta aileler olmak üzere toplumun kanaat önderleri, öğretmenler, din görevlileri ve dahi kamu otoritelerine ciddi sorumluluklar düşüyor.

Sanal kumar bireyleri uçuruma götüren bir bağımlılık. Bu konuda genel bilgilendirme mahiyetindeki yazımızı birtakım önerilerle nihayete erdirelim:
- Ebeveynler çocuklarının hayatına dahil olmalı; kimlerle, nerede, nasıl vakit geçirdiği takip edilmeli.
- İnternetin kontrolsüz şekilde kullanımına karşı dikkatli olunmalı.
- Bu sorun en temelde dopamin eşiğinin yükselmesi temelli. Dolayısıyla uçlarda yer alanlar net olarak tıbbi tedaviye yönlendirilmeli.
- Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) çözüm için en ideal senaryo.
- Kredi kartı-ATM kullanılmamalı, günlük ihtiyaç nispetinde para nakit olarak bulundurulmalı.
- Faydalı işlerle meşgul olunmalı.
