Muhammed Emir AKYOL / Youth Think Tank Genel Sekreteri

İnsan ilişkilerine farklı perspektifler sunduğum ve ilişkileri anlamlandırmaya gayret ettiğim yazıların ikincisi ile huzurlarınızdayım. Bu konuya dair ilk yazım “Herkese Yetişip Kendine Geç Kalmak” başlıklıydı, dileyenler tıklayarak erişebilir.

Gündelik hayatın keşmekeşi ve dünya telaşı içerisinde koşturup duruyoruz. Tamamlanması gereken işler listesi epey uzun, biten görevlerin yerini yenilerinin alması saniyeleri dahi bulmuyor. Bu kadar görevle mücadele ederken çok sayıda insan hayatımızdan gelip geçiyor. Evet, ilişkiler ağı içerisinde var oluruz. Yalnızlık birçok kişinin en büyük kabusu, belki de tahammül edilemez bir durum. Ancak diğerleriyle beraberken ne kadar kendimiz gibi olabiliyoruz, kendimizi ne derecede ortaya koyabiliyoruz? Bunlar, cevapsız kaldığında huzursuzluk oluşturan sorular.

Teknik tabirle persona olarak belirtilen, maske olarak da ifade edilen bir kavram var. Bu kavram Carl Jung’un kuramının önemli parçalarından. Bir anlamda dış dünyada kabul görmek, ilişkiler içerisinde var olabilmek için takılan işlevsel maskeler. Elbette uyum göstermek adına her ortamda, her durumda benliğimizi ortaya koymak olanaksızdır. Personaya sahip olmak bu manada bireylere katkı sunar. Personaya ya da maskeye sahip olmadığınızda toplumsal kabul güçleşir, yabancılaşma meydana gelebilir. Bununla birlikte kabul görmek adına personaya sahip olmanın yanında benliği de yitirmemek gerekir. Benliğin yitirilmesi hususu bizi eksildikçe çoğalmak mı yoksa çoğaldıkça kendine yabancılaşmak mı sorusuna götürüyor.

Çevremizde büyük kalabalıklar var. Ailemiz, dostlarımız, iş arkadaşlarımız, toplumun diğer üyeleri ve çok daha fazlası. Bu zümrelerin tamamıyla temasımız var. Gruplar birbirinden oldukça farklı. Örneğin iş ortamında daha resmi olmayı gerektiren bir kimliğe bürünürken evde, arkadaşlarımızlayken daha sevecen, enerjik ve rahat bir yapıya bürünürüz. Bunlar yukarıda da değindiğimiz üzere bizi topluma entegre eden işlevsel adımlar. Ancak ilişkiler içerisinde oynadığımız rollerde ne oranda kendimiziz? Kendimizi ortaya koymayı ne ölçüde başarabiliyoruz? Her durumda uyum göstermek adına benliğimizi es geçtiğimiz yaşantılarımız baskın mı? Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar alma verme dengesine ve bireyin özünü ne ölçüde yansıtabileceğine bir işaret. Karşımıza iki profil çıkacak: Ya her durumda ilişkileri idare eden, işler sürsün diye maskelerini elinden düşürmeyen; hiçbir maskesinin bırakmayıp kendisini arttıran ve herkes olan bir kişilik yapısıyla karşılaşacağız. Ya da içerisinde yer aldığı ilişkiyi tahlil edip benliğini es geçmeyen, gerekli durumlarda maskesini bırakıp özünü ortaya koyan ve bir anlamda maskesini bıraktığı için ilişkisini yitirip eksildikçe kendini bulan bir profil bizi karşılayacak. Formüle edecek olursak:

  1. Bırakma / Kendini Arttır / Herkes Ol
  2. Bırak / Eksil / Kendini Bul

İki yolun da işlevsel çıktılar doğuracağı ilişkilerle karşılamak mümkün. Ancak burada özümüze, kendimize ne oranda yaklaşabileceğimizi tartmak çok değerli. Bunu bir metaforla örneklendirelim. Her insanı bir ağaç gibi hayal edin. Bu ağaç hayatı boyunca ciddi fırtınalar, olumsuz hava koşulları ve türlü tehlikelere muhatap olacak. Bu tarzda zor durumlarda kökün toprakla teması ve sağlamlığı dik durmayı, yıkılmamayı ya da fırtınayı telafisi olan hasarlarla atlatmayı sağlayacak. Kökün sağlamlığı bizim senaryomuzda kendini bulan, maskelerini bırakıp çevresini daraltarak özüne ulaşan kişiye karşılık geliyor. Bu ağacın dalları belki pek fazla değil, çiçekleri – meyvesi az ancak fırtına sonunda kendi bileşenlerini taşımayı sürdürüyor.

 Tam aksi durumda ise köküyle teması az ya da hiç yok ancak üzerinde türlü türlü çiçekler, meyveler, dallar ve yapraklar var. Zorluk içeren durumlarda kökle temas zayıfsa ya da yoksa ağaç ve tüm bileşenleri tepetaklak, yerle yeksan olacak. Bu da hiçbir maskesini yitirmeyen, yüzeyde ilişkileri çok olan ve bunları sürdüren ancak herkes olup kendini bulamayan profile karşılık geliyor.

Evet, maske kullanmak karmaşık insan ilişkilerini sürdürmek için olmazsa olmaz, kullanmayanımız yok. Ancak kullandığınız maskeler size destek olan bir yapıda mı yoksa size kendinizi yabancılaştırıyor mu? Cevaplamak için uzun uzun düşünmeli…

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir