Mustafa Sefa GÜZEL/Kariyer ve İstihdam Politika Kurulu Yöneticisi
Çok meşhur ve farklı versiyonları olan bir Kızılderili hikâyesi vardır. Kızılderili ile beyaz adam ata binerek bir yolculuk yaparlar. Hızlı gittikleri bir anda Kızılderili aniden durur ve beklemeye başlar. Hedefe bir an önce varmak isteyen beyaz adam neden böyle yaptığını sorar. Kızılderili yanıt verir: “Çok hızlı gittik, ruhlarımız geride kaldı.”
Modern dünyada her şey gözlerimizin önünde akıp gider. Bu akış içinde kendimizi sürekli bir şeylere yetişmeye çalışıyorken bulabiliyoruz. Akşam yastığa kafamızı koyduğumuzda her şeye yetişmek isterken kaçan ruhumuzu yakalayamadan bekli de uyanıp tekrardan aynı döngüye giriyoruz.
Hızlı yaşam etrafımızdaki güzellikleri görmemizi engelleyebiliyor. Her yerde olmaya çalışırken aslında bölünüp hiçbir yerde tam olamıyoruz. Kemal Sayar’ın “Yavaşlığa Övgü” yazısında ifade ettiği üzere: “Bir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız.”
Teknoloji ile birlikte hayatımız kolaylaşırken her şeyin hızlı tükenmesi anlık zevk verse de bizleri tatmin etmemektedir. Şu an caddelerdeki sayısız reklam ile telefonumuzdaki kısa videolar bizleri sürekli farklı bir ruh haline sokarak anlam ve duygu karmaşasına sokabiliyor. Sürekli tüketme ve her şeyin en iyisini talep eden bizler, kendimizi maalesef sonu olmayan bir çıkmazda bulabiliyoruz.
Bu baş döndüren hızlı yaşamın içinde kendi ruh ve beden sağlığımızı korumak, hayata anlamlı bakmakla ve onu özümseyip yaşamakla olabilir. Bunun tam bir reçetesi olmasa bile zaman zaman yalnız kalıp kendimizi dinleyeceğimiz, tefekkür edeceğimiz zamanların olması yapılabilecekler listesine eklenebilir.
Kimi zaman gecikmişlik ve kaybedecek zamanımızın olmadığı fikri bizlere çalışma azmi verebilir. Bu müspet bir ideal için olduğunda insan kendini vakfedebilir. Böyle bir durumda dahi insan ne kadar güçlü bile olsa kısa süreli yavaşlamalar baltasını bileyen oduncu misali bizlere verim katacaktır.
Son söz olarak, bu yazı biraz farkındalık oluşturup bu konuda düşünmemizi aynı zamanda kariyerimizi planlarken bizlere yeri geldiğinde yavaşlama imkânı sunabilecek, kendimize ve ailemize vakit ayıracağımız şekilde dizayn etmemizde fayda olabileceğini düşünerek kaleme alınmıştır. Her şeye yetişip kendimize geç kalmayalım.